Hüseyin Yahya CEVHER

Yemen’de Savaşın Seyri… – Hüseyin Yahya CEVHER

yemende-savasin-seyri

Yemen’de Savaşın Seyri… – Hüseyin Yahya CEVHER

25 Mart 2015 Çarşamba günü Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap görünümlü siyonist devletlerin askeri güçleri mustazaf Yemen halkının kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesine müdahale etmek için yüzlerce savaş uçağı ve yüz binlerce askerle ülkeye saldırdığını duyurdu.

Yemen savaşı zaten gündemi takip eden herkesin çıktı, çıkacak veya sürmekte olarak değerlendirdiği bir durumdu. Ben sürecin hiç kesilmeden boyut değiştirdiğini düşünenlerdenim zira ülkedeki hainlerle ve tekfirci teröristlerle olan mücadele sona yaklaşırken, siyonist devletlerin büyük bir askeri güçle Yemen halkının üzerine çullanması olaya yeni başlamış bir olay gibi bakmamıza izin vermemektedir.

Öncelikle hem Yemen savaşını, hem de genel dünya siyasetini din ve mezhep eksenli değerlendirmekten ziyade, ezenler ve ezilenler şeklinde değerlendirmeye çalışmaktayım. Yemen olaylarını analiz ederken de mezhepsel ifadelerle yorum yapmak olayın mecrasını saptırmakta ve küresel siyonizm ve emperyalizme hizmete kadar gitmektedir. Bugün Suriye ve Irak’ta çok sıcak bir şekilde devam eden Hak-Batıl mücadelesinin yeni sıcak savaş meydanı Yemen olmuştur, bu sefer diğerlerinden biraz daha farklı bir şekilde karşımıza çıkan Batıl, kendisini değişik bir maskeyle kamuoyuna tanıtmış ama her zaman olduğu gibi midesi haramla dolu olmayan mustazaf dünya halklarını kandırmayı başaramamıştır.

Halkları müslüman olan ülkelerin sınırları -her ne kadar adilane çizilmemiş olsa da- günümüzde yeniden emperyalizmin faydasına değiştirilmek istenmektedir.O yüzden hamasi olarak bazı ülkelerin sınırlarının değişmesi istense de temel prensip olarak herhangi bir ülkenin sınırlarının değişmesini, hele hele bölünmesini istememekteyiz. Küçük küçük uşak-uydu devletlerden ziyade sınırların da kalktığı ve formalite olduğu; Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi hazretlerinin müjdelediği İslam Cumhuriyetleri Birliği en büyük hayalimiz, isteğimiz, duamız, hedefimizdir. Yemen halkı da temelde ülkelerinin 6 parçaya bölünmesini isteyen hain ve dış güçlere karşı kıyama kalkmıştır.

Suudi Arabistan liderliğindeki Katar, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Kuveyt, Sudan, Fas, Mısır ve Ürdün’ün topyekun bu şekilde bir saldırıya başlamalarının ana sebebi Yemen’deki hainlerin ve tekfirci teröristlerin son kaleleri olan Aden’in halk güçlerinin eline geçmesidir. Siyonist medya tarafından İran destekli Husiler, Şii Husiler, Zeydi Husiler, Yemenli Şiiler gibi ifadelerle anılan gerçekte ise Yemen halk güçleri olarak tanımlanabilecek güçler tüm Yemen halkından oluşmaktadır. 25 milyonluk Yemen halkı içerisinde liderliğini Yemen Hizbullahi Hareketi lideri Seyyid Abdulmelik Husi’nin yaptığı halk hareketine muhalif bir tek kişi bile yoktur. Yemen nüfusunun çoğunluğu Sünnidir. Ayrıca Husiler olarak adlandırılan kitle ülkenin kuzey bölgelerinde etkinken Aden’in de alınmasıyla tüm Yemen’e hakim olmuştur ve bu süreci takip edenler hatırlayacaktır ki bu hakimiyet süreci kanlı değil tamamen gönüllü olmuştur.

Peygamber Efendimiz(sav)’in torunlarından olan Seyyid Abdulmelik Husi, İslami Uyanış süreciyle beraber Yemen İslam İnkılabı sürecine farklı bir yön vermiş, daha önce siyonist Suudi rejimi ve dostlarıyla yaptıkları bir çok seferde onları yenilgiye uğratmalarına ve dönemin uşak Yemen rejimi ordusunu rezil rüsva etmelerine rağmen; kucaklayıcı, birleştirici, bütünleştirici, şefkatli bir yaklaşımla 2011-2015 yılları arasındaki periyotta çok az bir zayiatla şümullü bir devrime imzasını atmıştır.

33 yaşındaki bu genç İslami Hareket önderi, Yüce Allah(cc)’tan başka kimseden korkmadıklarını ve tek gayelerinin O’nun rızası olduğunu defalarca dile getirmiş, 7’den 70’e tüm mustazafların kalbinde taht kurmuştur. Yalın ayak başı kabak üzerilerine giyecek elbise bulamayan mustazaf Yemen halkı, “Biz de istiyoruz ki yeryüzünde mustazaf olanlara, onları önderler yapalım, onları (yeryüzüne)mirasçı kılalım.” (Kasas/5) ayetinin canlı bir tefsiri olarak tam karşımızda durmaktadır.

Yemen’deki savaşı yıllardır devam etmekte olan Suriye savaşı ve Irak’ın temizlenmesi süreçlerinden ayıramayız. Ayrıca tüm dünyada devam eden Hak Cephe ile Batıl Cephe’nin her türlü ortamdaki mücadelesinde sürekli bir saf netleştirme, taraftar kazanma, psikoloji bozma, zafere giden yolda daha fazla çalışıp, çabalama gözlerimizin önünde cereyan etmektedir. Bugün gelinen noktada dünya halkları bu benim ülkem! bu benim liderim! demeden haklının yanında haksızın karşısında yer almaktadır. Yemen halkının katliamına destek veren ABD ve İsrail uşağı devletlerin halklarının rejimlerine yönelik olarak sesli ve sessiz tepkileri önemlidir. Bu tepkiler birer başarı olarak Hak Cephe’nin hanesine yazılmakta, “Bir insanın hidayetine vesile olman senin için dünyadan ve içindeki her şeyden hayırlıdır” düsturu için hayatını sürdürmekte olan tüm Direniş Ekseni erlerine moral olmaktadır.

Üçkağıtçı analistlerin yaptığı mezhepsel(Şii-Sünni) ve ekonomik(petrol vb.) çıkarsamalar eksenli Yemen değerlendirmeleriyle ilgilenmiyorum. Hele hele olayları İran İslam Cumhuriyeti’nin nüfuz artırması şeklinde yorumlayan kim olursa olsun silin gitsin! Zira bu durum yıllar öncesinden şu olay ile netleşmişti: İran İslam Devrimi’nden sonraki geçici hükumet başbakanı Mehdi Bazergan şöyle demişti: “Biz de İslamı istiyoruz, ama, islamı İran için istiyoruz; İmam Humeyni(ra) ise İran’ı İslam için istiyor!”. Evet, İmam Humeyni(ra); İran halkını İslam’ın askeri yapmış ve İran ülkesini her türlü imkanıyla İslam’ın hizmetine vermiştir. Bugün İran İslam İnkılabı’nın her kazanımı İslam’ın kazanımıdır. Çocuklarımız Yüce Allah(cc)’ın izniyle İran İslam İnkılabı’nın yani İslam’ın sözünün geçtiği bir dünyaya büyüyüp gelmektedirler, Elhamdülillah!

Bir haftanın dolmak üzere olduğu Yemen saldırılarında mazlum Yemen halkı çoluk, çocuk, genç, yaşlı demeden hedef alınıyor; Pazar yerleri, hastaneler, camiler, okullar, fabrikalar çılgınca bombalanıyor. Ülke halkı ve altyapısıyla beraber komple imha edilmek isteniyor. Yemen Hizbullahı yapılan saldırılara gereken cevabı hem savunma olarak, hem de Suudi Arabistan içerisinde veriyor. Şu ana kadar yapılan saldırılar esnasında en az 10 savaş uçağının düşürülmesi, bir çok pilotun ve askerin esir alınması, Suudi Arabistan’da bir çok askeri üssün boşaltılmış olması, ve bizlere ulaşmayan daha nice zafer haberleri Yemen halk güçlerinin gücünü ortaya koymaktadır. Bundan önceki yaptığı tüm savaşları kazanan Yemen Hizbullahı bugün yanına Yemen ordusunu da almış, tüm Yemen halkı topyekun ülkelerine saldırmakta olan düşmanlara karşı mücadelelerini vermektedir. Bu savaşın kazananı ilk günden bellidir, hatta bu savaşın kazananı başlamadan bellidir, zafer inananlarındır ve zafer yakındır.Vesselam.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

  1. Ağzınıza sağlık mükemmel bir şekilde değinmişsiniz münafıklar ve kafirler kinlerinden kahrolacaklar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu