Hüseyin Yahya CEVHER

Bugün 11 Şubat – Hak geldi Batıl zail oldu – Hüseyin Yahya CEVHER

bugun-11subat

Bugün 11 Şubat – Hak geldi Batıl zail oldu – Hüseyin Yahya CEVHER

İslam İnkılabı’nın 35.yıldönümü tüm dünya halklarına mübarek olsun. İslam İnkılabı, İran coğrafyasında gerçekleştiğinden ötürü ve şehidperver, kahraman, yiğit, şerefli İran halkının vesilesi ile gerçekleştiğinden İran İslam İnkılabı şeklinde anılmaktadır. Bu inkılab tüm dünya halklarına aittir ki bu bizim sözümüz değil İslam İnkılabı’nın müessisi İmam Humeyni(ra) ve büyük İran halkının sözüdür. Onlar bu büyük olguyu tüm dünya halklarına karşılık beklemeden hediye ederek ecirlerini Yüce Allah(cc)’tan almak istediklerini belirtmişlerdir. Geçen 35 yıllık süreçte aynen bir insan gibi doğup, büyüyüp gelişen İslam İnkılabımız bugün en verimli çağını yaşamaktadır. Öz Muhammedi İslamı yeniden ihya eden ve saptırılmak istenen İslam’ı dünya halklarının kalbine yeniden nakşeden İslam İnkılabı bugün kazandığı ve yüce Allah(cc) tarafından kendilerine verilen güç ile dostları sevindirmektedir, düşmanları ise hüsrana uğratmaktadır. 11 Şubat tarihiyle simgeleşen bu büyük olay aslında 1960’lı yıllarda başlamış gibi görünen fakat kökü ezele dayanan bir mücadelenin en önemli dönüm noktalarından birisidir. Hz.Adem(as)’in dünyaya gelişi ile başlayan imtihan sürecimizde oğulları Habil ve Kabil arasındaki herkesin bildiği çekişme/tartışma/savaş Hak-Batıl mücadelesinin başlangıç noktasıdır. Ahir zamanın hercümerc döneminde bulunan bizler ise bugüne kadar gelinen süreçte Hak cephesinin tüm birikimini/tecrübesini taşıyan bir İslam İnkılabı’na sahip olmanın haklı gururunu yaşarken, küfür dünyası/halk düşmanları ise Batıl cephe önderlerinden kendilerine kalan zulüm, fitne, fısk, fücur, küfür birikimiyle sonlanmak üzere olan dünya hayatında zirveye oynamaktadır.

11 Şubat; Kabil’in Habil’i katledişinin intikamının alındığı gündür.
11 Şubat; Bin yıla yakın tevhid mücadelesi veren Hz. Nuh(as)’un yüzünün güldüğü gündür.
11 Şubat; Ateşe atılan Hz.İbrahim(as)’in ikinci kez serinliğe kavuştuğu gündür.
11 Şubat; Kavminin ahlaksızlığından çektiği çile tarif edilemeyen Hz.Lut(as)’un mutlu olduğu gündür.
11 Şubat; Ağaç kovuğunda şehid edilen Hz.Zekeriya(as) ile melunların isteğiyle başı kesilen Hz.Yahya(as)’nın ikinci intikamına zemin atılan gündür ki yeryüzünden siyonist yahudilerin silinmesiyle yahudilerin zulmettiği peygamberlerimizin intikamı da bir kez daha alınmış olacaktır.İnşAllah…
11 Şubat; Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed Mustafa(sav)’ya saygısızlık yapan müşriklere gereken cevabın verildiği gündür.
11 Şubat; Göğsü daraldığında kuyuyla dertleşen İmam Ali(as)’nin göğsünün ebede kadar ferahladığı gündür.
11 Şubat; Düşmana karşı mücadelesinde yalnız bırakılan Yalnız İmam Hasan-ı Mücteba(as)’nın sadık torunlarını gördüğü gündür.
11 Şubat; Gelmiş geçmiş en hazin hadiselerden, İslam’ın günümüze ulaşmasının vesilesi, Aşura günü gerçekleştirilen Kerbela kıyamının o günkü zaferinin anlaşıldığı gündür zira İran İslam İnkılabı, Aşura kültürünün en önemli sonucudur.

11 Şubat; tüm ezilenlerin, boynu büküklerin, dertlilerin, garibanların, yalın ayaklarının, itilmişlerin, kakılmışların, horlanmışların, küçük görülenlerin, esirlerin, suçsuz yere katledinlerin, mazlumların, mustazafların güldüğü, gülmeye başladığı ve gülüşüyle beraber yeryüzüne varis olmaya başladığı gündür.

11 Şubat; iman edenler ve salih amel işleyenlerin güç ve iktidar sahibi kılındığı gündür. (bkz. Nur Suresi, 55.Ayet)
11 Şubat; Allah’ın yardımının geldiği ve fethin gerçekleştiği gündür. (bkz. Nasr Suresi)
11 Şubat; Hakkın tümüyle geldiği ve Batıl’ın toptan yok olup gittiği gündür. (bkz. İsra Suresi, 81.Ayet)
11 Şubat; Yeryüzündeki mustazaflarının hakimiyetlerinin ve hilafetlerinin başladığı gündür. (bkz. Yunus Suresi, 13-14.Ayetler)
11 Şubat; İlahi vaad gereği salih kulların arza varisçi olduğu gündür. (bkz. Enbiya Suresi, 105.Ayet)
11 Şubat; Zulmetmekte olanlar işte böyle devrilecektir diye örnek gösterdiğimiz gündür. (bkz. Şuara Suresi, 227.Ayet)
11 Şubat; Hakkın Batılın üzerine fırlatıldığı ve beynini darmadağın ettiği gündür. (bkz. Enbiya Suresi, 18.Ayet)
11 Şubat; Meleklerin insan yaratılacağı zaman “Orada bozgunculuk edecek ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” sorusuna Yüce Allah(cc)’ın verdiği “ben, sizin bilmediğinizi bilirim” cevabının haklılığının ispatlandığı gündür. (bkz. Bakara, 30)

Şahlanan İran halkı aynen önünde hiç şeyin duramadağı bir sel, bir tufan gibi Allah’ın yüce yardımıyla korku duvarlarını yıkmış, İmam Humeyni(ra)’nin “İzzet ve hayat,savaşımla elde edilir.Savaşımın ilk adımı irade sahibi olmak;ikinci adımı ise,dünya küfür ve şirkinin ve özellikle de Amerika’nın patronluğunu reddetmektir.” sözünü kendilerine hareket metodu olarak belirlemiş ve bu büyük İnkılabı bizlere hediye etmiştir. Bir kez daha 35.yıldönümünde İslam İnkılabı şehidlerini rahmetle anarken, günümüz mustazaf halklarının önderi İmam Ali Hamaney başta olmak üzere tüm İnkılab yetkililerine naçizane teşekkür eder, ellerinden öperiz. Vesselam.

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. hüseyin yahya abi yazınız çok önemli bir meseleden bahsetmiş ;islam inkılabı hakkaniyetini allahdan aldığı için ve hakkın temsili olduğu için karşısında duran bütün batılları yerle bir edecek tarihin çöplüğüne gönderecektir.aşağıya hakkın sürekliliğini ve batılın geçiçiliğini anlatan bir alıntıyı eklemek istiyorum.
    Hakkın en büyük özelliği onun hiçbir zaman yeryüzünden kaybolmaması ve ebedi oluşudur. Hak dünya için hava, su ve güneş mesabesindedir. Onların varlığı ne kadar önemli ise hak da ondan önemli ve gereklidir. “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nu­runu (hakkı) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
    Kur’ân hakkın sürekliliğini insana hayat veren suya benzetir­ken, batılın da geçiciliğini havaya karışıp giden köpüğe benzet­miştir.
    “O gökten su indirdi de vadiler kendi hacimlerince sel olup aktı. Bu sel üste çıkan bir köpüğü yüklenip götürdü. Süsü ve (di­ğer) eşya yapmak isteyerek ateşte erittikleri şeylerden de buna benzer köpük olur. İşte Allah hak ile batıla böyle misal verir. Köpük atılıp gider insanlara fayda veren şeye gelince o yeryü­zünde kalır.’
    Allah, bu ayetle hak ile batıla misal vermiştir. Batıl su yüzüne çıkar, kabarır, yükselir, o gene de köpük ve süprüntüdür. Da­ğılır gider. Hak ise durgundur, sakindir. Onun kaybolduğu veya çöktüğü düşünülürse de o, yeryüzünü dirilten su gibidir. Maden gibidir, insanlara fayda vermektedir.
    “De ki körle gören bir olur mu? Ya da karanlıkla aydınlık eşit olur mu?” Allah, bir önceki ayeti geçici olan köpüğe benzetmiştir. Bu ayette ise hak, devamlı olan güneşe, batıl ise geçici olan karanlığa benzetilmiş­tir.
    “Hakkın sürekli olmasının diğer bir nedeni de, onun Allah’ın güzel isimlerinden biri olmasıdır. Hak, varlığı muhakkak olan zat demektir. Onun varlığı ezeli ve ebedidir. Vacibu’l-vücuttur. Herşey; onunla vardır. Varlığı asla değişmez.” Hakkın kaynağı güçlü ve devamlı olduğu için kesinti veya kaybolma sözkonusu değildir. Ona gücü veren varlığı ezeli ve ebedi olan Hak Teâla’dır.
    Batılın en büyük özelliği devamsız ve geçici olmasıdır. “Mu­hakkak ki batıl yıkılmaya mahkûmdur.” Bu ayet batılın, geçici ve devamsız olduğunu gösterir.
    Kur’ân’da batılın geçiciliği ile ilgili diğer bir benzetmesi şu­dur: “O, gövdesi yerden koparılmış o yüzden de ayakta durma imkânı olmayan (kötü) bir ağaca benzer.” Batıl, köksüz ve da­yanaksızdır. Batıl hangi dönemde ses çıkarmışsa, mutlaka hak­kın sesi de yükselmiş ve onu kısmıştır. Allah bu gerçeği en gü­zel biçimde beyan etmiştir: “Allah batılı yok eder, sözleriyle hakkı ortaya koyar.”Allah’ın hakkı te’yid etmesi batılı da ortadan kaldırması Allah’ın değişmez yasalarındandır. “Biz hakkı batılın tepesine indiririz, O, batılın işini bitirir; birde bakarsın batıl yok olup gitmiştir.
    Arapçada “kazefe” fiili bombardıman için kullanılır. Bundan dolayı batılın bizzat Allah tarafından bombardıman edilmesi söz konusudur. “Allah, kâfir olanların sözünü alçalttı. Allah’ın sözü ise yücedir.” “Hak meşalesi devamlı olarak yüksektir. Ba­tılın tezleri boştur.” Batılı yaymaya çalışanların saltanatları, ev ve barkları batıl gibi yok olup gitmiştir.
    “Biz refahından şımarmış nice memleketleri helak etmişiz­dir. İşte yerleri kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmiştir.’ “Biz bir ülkeyi helak etmek isteğimizde o ülkenin zen­ginlik sebebiyle şımarmış elebaşlarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen orada kötülük işlerler. Böylece o ülke helâka müstehak olur, biz de orayı darmadağın ederiz.” Batıl, teknoloji, iletişim vs. imkanlarla geçici bir üstünlük sağlasa da, hakkın ni­hayetsiz gücü karşısında yok olup dağılacaktır.
    Netice olarak şunu diyebiliriz: Batıl, güneşin doğmasını bekleyen bir gölge veya buluttur. Hakkın doğmasıyla dağılıp gi­decektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu