Halk Haber'den...

Peygamberimize Salat-ü Selam Etmek – Lokman Hikmet SEBAT

peygamberimize-salatu-selam-etmek

Peygamberimize Salat-ü Selam Etmek – Lokman Hikmet SEBAT

“Muhakkak ki Allah ve Melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler! Siz de ona teslimiyetle salat ve selam edin.(Ahzab 56)”

Rasul-ü Ekrem’in İslam dinince ne kadar değerli olduğu malumdur. Başlı başına bu ayet bile bunun ispatıdır. Efendimize hakareti bugünlerde tekrar gündeme getiren siyonizmin, Hakkın nurunu üfleyerek söndürmek istedikleri bu hengamda istedik ki, Allah’ın hitabını çıkış noktası yaparak, Efendimizin yüceliğini bir kez daha hatırlayalım ve tüm zulüm şebeklerine ve şebekelerine o yüce Rasulü kanımızın son damlasına kadar savunacağımızı haykıralım.
Ahzab 56. ayet bendenizin fikrince Kuran-ı Kerim’de Rasulullah’ı en çok metheden ayettir. Bu ayet, inananlara Rasulün ne kadar mühim bir insan olduğunu hatırlatan ayettir. Öyle ki bırakın en küçük saygısızlık yapmayı, adı anıldığında bile salat-ü selamı ihmal etmemeyi emretmektedir. Hitap en yüce makamın dilinden şöyle başlar. Allah, Peygambere salat eder. Dini terminolojide salat kelimesi kullanım alanına ve kullanan kişiye göre manası çeşitlenen bir kelimedir. Allah’ın Peygambere salat etmesi, onu her türlü kirden, günahtan, şerden arındırmış olması, ona vadettiği herşeyi gerçekleştirecek olması, onun makamını her daim yüceltmesi gibi manalara gelirken, meleklerin Peygambere salat etmesi ise, Peygambere her an dua etmeleri, makamının yüceliği ikrar ve tasdik etmeleri gibi manalara gelmektedir. İşte tam da burada durup derin düşünmek gerekir. Varlık aleminin yaratıcısı olan Allah’ın ve onun emirlerine harfiyyen itaat eden sadık kulları meleklerin, Peygambere olan muhabbetleri hayretengizdir. Allah Azze ve Celle bu ayetin girişinde düşünen akılları sarsmakta, gaflete düşen gönülleri uyarmaktadır. Ayeti sonuca bağlarken ise, işte bunca saygıya, ilahi ikrama, sevgiye mazhar olan ki bunu sonuna kadar hak eden Rasul-i Kibriya’ya Müminlerin de gereken saygıyı, sevgiyi, edebi göstermeleri gerektiği ifade edilmektedir. Evet şair ne güzel ifadelendirmiştir bunu şu dizelerde:

“Sakın terk-i edepten, kuy-i Mahbub-i Hüdadır bu
Nazargah-ı İlahidir makam-ı Mustafa’dır bu.”

“Ey İman edenler! Siz de ona teslimiyetle salat ve selam edin.” Müminin salatı onu anmasıdır. Onu unutmamasıdır. Sünnet-i seniyyesine ittiba etmesidir, en küçük sünnetini dahi baştacı etmesidir. Adı anıldığında yüreğinin ürpermesidir. Habibullaha salat etmek, ona olan hasretin feryadıdır. Vuslatının ümididir. Gurbetin acılığını yatıştırmaktır. Aşkın itirafıdır, ilanıdır. Hatemül Enbiya’ya salat etmek, onu vesile kılmaktır. Ellerini açtığında Mevlaya boş dönmeyene iltica etmektir, eteğine yapışmaktır. Şefiul müznibine salat etmek, söz vermektir her defasında Onu ve dinini savunacağına dair. Nur-i arşillaha salat etmek, onun ruhaniyetini yanında hissetmektir. Her zorlukta, her dara düştüğünde elinden tutmasını beklemektir. Ona salat selam etmek, sırat-ı mustakimden caymamaya ahd etmektir. Allah’ın ve meleklerinin hatırını bu kadar yücelttikleri Nebiyy-i Muhtereme salat-u selam etmek, “Ruhum, Muhammed Mustafa’nın ayağının altındaki toza kurban olsun.(İmam Humeyni)” edebine sahip olmaktır.

İşte gel gör ki zaman tekerleği döne döne yine Ebu Cehilleri çıkarttı karşımıza. Dilleriyle incitenler Rasulü, şimdilerde kalemleriyle iş başındalar nice yalanlarla allaya pullaya. Yüzbinleri toplayıp teröre karşı yürüyoruz bahanesiyle Rasul-ü Zi Şan’a hakaret yürüyüşü yapmaktalar. Nesl-i Nebi’nin daha yeni yapmış oldukları Muhammed Rasulallah askeri tatbikatının hemen sonrasında Rasule bu saygısızlık nedir böyle? Evet bu küfür cephesinin tankıyla, topuyla, herşeyiyle savaşa hazırlandıklarının ilanıdır emin olun. Hem de yok olacaklarını bile bile. Bu eceli gelen köpeğin Cami duvarına bevletmesinden başka bir şey değildir. Küfrün ve fitnenin bu ittifakı, Peygamber torunlarının İran İslam İnkılabında yaptığı Muhammed Rasulullah tatbikatına karşılık tüm öfkelerini kusmalarıdır kolkola, omuz omuza. O yürüyen Ebu Cehildir, Veliddir, Ebu Lehebtir, elleri kuruyasıca Ebu Lehebtir inan. Ve kuruyacak Rasule uzanan diller, mürekkebi tükenecek artık kalemlerinin, elleri kesilecek artık diyarlarımızdan. Yok olacaklar yok olmaya mahkum zavallı soytarılar, alçak palyaçolar.

Ve Ey Mümin kardeşim! Şimdi Ebu Bekir olma zamanıdır. Kabenin yanında “siz Allah’a birdir dedi diye Muhammed’i öldürecek misiniz?” deyip öldüresiye dayak yiyen, ama yine de Rasule hakarete müsade etmeyen Ebu Bekir olma zamanıdır. Şimdi Rasulullah’ın üzerine secdedeyken pislik atılınca, koşup Rasulullahın üstünü başını temizleyen, canını Peygambere feda eden Ümmü Ebiha(Babasının Annesi) Fatımatüz Zehra olma zamanıdır. Şimdi kalbinle, dilinle ve elinle Resul-i Ekrem’in yanında durma zamanındır. Şimdi Peygambere hakaret edenlerden, hakarete müsade edenlerden, hakaret edenlerle dostluk edenlerden beri olma zamanındır. Şimdi salat-ü selamı öz manasıyla ispat zamanıdır. Allahumme salli ala Muhammedin ve ala Ali seyyidina Muhammed.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu