Halk Haber'den...

Necasetten Taharet – Lokman Hikmet SEBAT

NecasettenTaharet

Necasetten Taharet – Lokman Hikmet SEBAT

“Allah, aklını kullanmayanların üzerine pislik gönderir.(Yunus 100)”

Akıl, Yüce Rabbimizin doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, Hak ile batılı ayırabilmemiz için bize bahşettiği en değerli nimetlerden biridir. Akıl nimetinden yoksun olanlar Mükellef sayılmazken, aklı olup bunu kullanmayanlar, bu ilahi vasfı zalimlerin, insandan ve cinden şeytanların ellerine teslim edenlerin durumu nedir Allah katında? İşte Yunus suresi 100. ayet bunun cevabıdır. Aklı varken kullanmayan eblehlerin ve kaderlerini zalimlerin ellerine teslim edenlerin âkibeti yağmur gibi üzerlerine yağacak olan pisliktir, necasettir, habasettir. Peki bu pislik nedir?

Ragıp el-İsfahani Müfredatta rics bahsinde şöyle yazar: “Pislik dört şekilde olur. Tabiat yönünden, akıl yönünden, şeri yönden, bunların tümü açısından. Rics(pislik) bir görüşe göre kokuşma anlamına gelir. Bir görüşe göre azap anlamı vardır.” Ayrıca Kuran’da pislik kelimesi Şirk, içki, kumar, fal, şans oyunları, domuz eti, müşrikler içinde kullanılmıştır. Tefsir alimleri, Kuran mütercimleri bu ayette geçen pislik kelimesine bu anlamlardan uygun gördüklerini kullanmışlardır. Fakat naçizane görüşüm bu ayette, Kuran’da geçen tüm pislik-kirlilik kelimelerinin kullanıldığı manaların bu ayette devreye koyulması gerektiğidir. Çünkü iş ciddidir. Ortada bir delilik yoktur. Ortada bir yanılma, unutma yoktur. Açık açık insanı insan yapan meleke olan aklı kullanmama ve bu melekenin fonksiyonunu yitirmesiyle pisliğin her türüne açık olma durumu vardır.

Şöyle ki; aklını kullanmama halinin ilk getirisi, toplumun, pislikten ibaret olan müşrik-münafık-süfyanilere yönetimi bırakmasıyla pislik sağanağı başlar. Tağuti yönetim toplumun her kesiminin kokuşması için canhıraş bir gayrete girişir. Yine Kurani tabirle ekini ve nesli yok etmeye başlar. Şeri-akli-tabii yönden necis görülen tüm pislikleri yaygınlaştırır. Misalen; içki, kumar, şans oyunları, domuz eti(bu bağlamda tüm sağlıksız, gdo’lu besinler, doğallığı bozulmuş hormonlu toprak ürünleri ve hakeza.), faiz, fuhuş, ülkenin necis sömürgeci kafirlere üs olarak kullandırılması vb. necasetlerle günden güne ruhlara pislikleri sindirir bu pislik-necaset-süfyani rejim. Zalimler her gün zulümlerini arttırırlarda bu pislikten başka bir şey tatmayanlar için pek değişen birşey olmaz. Öyle ki zalimler gözlerinin içine baka baka dalga geçecek kadar ileriye giderler de tınlamaz bu aklı kendilerinden uzağa sürenler. Bir şehit madencinin yokluktan yırtık lastik ayakkabı giyen mazlum babasına 10 liralık bir yeni kara lastik göndererek yaparlar bunu bazen. Bazen siyonizmin bekası için yürüttükleri BOP hedefleri için katlettikleri bir askerin ailesine evini bağışlayan bir fedakar vatandaşı yanlarına çağırıp, düpedüz alay ederek, ‘aferin sana senin gibi adam mı kaldı?’ dercesine kendi yapmaları gerekeni yaptığı için tebrik ederler. Milyonlarca insan asgari ücretle yaşam mücadelesi verirken, şehir pazarlarında akşamın karanlığına sığınıp çürük meyve ve sebzeleri toplayan bunca mağdur varken, en temel ihtiyaçlarını zar zor alıp sosyal hayat ne demek unutan milyonlar yaşam savaşı verirken, soğuktan otobüs egzozundan çıkan dumanla ısınmaya çalışanların ülkesi olmuşken, mobilyaları, mermerleri, ağaçları için yetmiş milyon dolar, sadece bir klozeti için on bin lira(bu necaseti temizlemeye dünyanın serveti yetmez gerçi), altın varaklı bardakları için biner lira ve daha nice şeylere astronomik rakamlar harcayan rics temelli sarayların necaset sultanları bunu itibar diye yutturabilmekte ve aklını zalime kiraya vermişlerin bu hallerinden aldığı cesaretle, çıkıp saray odalarının sayısını arttırmakta bir beis görmemektedirler.

Ve daha nice necaset bulaştırılmıştır dört bir yanımıza. Öyle ki Mevlana’nın anlattığı Gül kokusundan bayılan adamların sayısı ne kadar çoğalmıştır bugün memlekette. Şöyle anlatır Mevlana: ”
İri yarı adam bir gün güzel koku satanların pazarına gelince aklı başından gitti yere yıkılıp bayıldı, yol ortasına bir ölü gibi yığıldı kaldı. Bunu gören halk başına üşüştü. Başına toplananlardan kimi kalbini yokluyor, kimi yüzüne gül suyu döküp duruyordu. Bilmiyorlardı ki adamcağız gül kokusundan bayılmış. Kimi bileklerini, başını ovuyor kimi öd ağacına şeker karıştırarak tütsü yapıyor, bir başkası elbiselerini çıkarıp üstünü hafifletiyordu. Birisi nabzını yokluyor, öbürü ağzını kokluyor – şarap mı içti, esrar mı çekti, afyon mu yuttu – anlamaya çalışıyordu. Bir türlü adamın neden bayıldığını anlayamayan halk şaşıp kaldı. Son çare olarak akrabalarına haber vermeye karar verdiler. O bayılan kişinin akıllı ve anlayışlı bir kardeşi vardı. Bu haberi alır almaz yanına biraz köpek pisliği alarak koşup geldi. Çünkü kardeşi köpek bakıcısıydı köpek pisliği kokusuna alışmıştı. Gül kokusu duyunca bu yüzden bayılmıştı. Kardeşinin yanına varınca, o akıllı kişi, kimse anlamasın diye önce halkı dağıttı, sonra ağzını kulağına götürerek okuyormuş gibi yaptı, bu arada gizlice köpek pisliğini burnuna götürerek koklattı, koklatır koklatmaz adam ayılarak kendine gelmeye başladı. Halk şaşırdı : “Bu ne büyük bir efsun bir sihir..” dediler. İşte halimiz pür melalimiz budur bizim. Zulmün, haramın pisliğine alışanlara Öz Muhammedi İslamın rayihasından söz etmek ve o gül kokularını Ülkelerinin her yanında estiren İran İslam Cumhuriyeti’nin mütevazi, sade, halkı gibi yaşayan yöneticilerini ve yırtık terlikli Aziz Rehberi İmam Ali Hamaney’i anlatmak garip gelebilmektedir.

Velhasıl bunca pisliğe duçar oluşun nedeni aklı kullanmamaktır. Ve bil ki; her ibadetin ilk Şartı akıl sahibi olmaktır. Sonrasında bunca pislikten, pisliğin kuyusu olan zulüm hegemonyasının necasetinden kurtulmak gerekir. Yani necasetten taharet etmek gerekir. İki yolun var; ya necasetten taharet edip aklını, şahsını, aileni, çevreni ve ülkeni her türlü pislikten kurtarıp tertemiz olup cennete gireceksin. Ya da aklını kullanmayıp pisliğin kuyusu olan Süfyani sistemin kokuşmuş dehlizlerinde cehenneme, azaba sürükleneceksin. İyi düşün, aklını kullan ve unutma!!!!
“Allah, aklını kullanmayanların üzerine pislik gönderir.(Yunus 100)”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu