Kaynaklar'dan...

Madenci babası: Devlet buraya gelmiş, bomboş gelmiş, sadece gövde gösterisi…

sukru-haznedar

Karaman’ın Ermenek ilçesindeki madende iki oğlunun olduğunu belirten madenci yakını Şükrü Haznedar, “Allah’tan ümit kesilmez ama devlet buraya gelmiş, bomboş gelmiş, sadece gövde gösterisi” diyerek tepki gösterdi.

Madende mahsur kalanlar arasında Ali ve Kerim Haznedar isimli iki oğlunun olduğunu ifade eden baba Şükrü Haznedar, “Saat 12.00’de olmuş olan olay, hani bir gram su çıkmış mı buradan? Halen daha çıkmıyor su. Vatandaşın gönlünü almak için başka bir şey değil. Varsa da gitti onlar, yoksa da gitti. Antalya’dan geldim, iki oğlum var, diyecek bir şey yok. Çıkardıkları yasaların arkasında durmuyorlar” dedi.

Çalışmaların yavaş yürüdüğünü kaydeden Haznedar, “Bunlar zenginlerin peşinde, bunlar koltuklarının davasında. Vatandaş ölmüş kalmış, umurlarında değil. Kurtulma ihtimalleri yok, buranın mühendisi kimse en büyük hata onun” ifadelerini kullandı.

Kardeşleri ocakta olan Aysel Öztürk ile eşi Ali Haznedar’ın ardından gözyaşı döken 3 çocuk annesi ve hamile Fadime Haznedar, isyan etti. Önünde eğilerek, “Acımız hepimizin, şu anda pompalarla su çekiliyor” diyen Bakan Elvan’a Fadime Haznedar, “Canlarımız gitti, bize zehir ettiniz” diye ağladı. Bakan Elvan’ın, “Saat 18.00’den beri buradayız, yanınızdayız” sözlerine rağmen ağlayan hamile kadın, “Canımız yandıktan sonra ne olur?” dedi.

Bu sırada ocaktan sağ kurtulan ve çevre maden ocaklarında çalışan işçiler Bakan Yıldız’a, “Bu üçüncü su baskını önlem alınsaydı, Böyle olmazdı. Ayrıca Torba Yasası’nda çıkan kanununun ardından işçiler öğle yemeklerini madende yiyorlar. Öğle yemeğini madende yemeselerdi, Bu yaşanmazdı. Ayrıca hemen müfettişler denetim yapsın. Yoksa işveren eksiklikleri giderir ve denetimde birşey çıkmaz” diye tepki gösterdi.

Ağabeyleri Kerim ve Ali Haznedar’ın ocakta mahsur kaldığını ve dün öğle saatlerinden itibaren bu sabaha kadar maden ocağının önünde bekleyen Ayşe Öztürk, şöyle konuştu:

“Hala bekliyoruz ama gelişme olmadı. Türkiye’de ‘Her şey gelişti’ diyorlar. Ama gelin görün ki burada bir boruya ihtiyaç var. ‘Bize umudunuzu yitirmeyin’ dediler, ama biz umudumuzu yitirdik. Biz ağlıyoruz, ama bizden sonrasında belki yarın başka ocakta aynı şey olacak. Biz aynı acıların yaşanmasını istemiyoruz. Neden öğle tatilinde tozun içinde tuvalete gitmeye dahi izin verilmeyip içeride yemek yeniliyor.”

Ağabeylerinden birinin 2, diğerinin 3 çocuğu olduğu ve eşinin hamile olduğunu belirten Öztürk, “Meyve bahçelerimiz var. Ancak para etmiyor. Geçim sıkıntısı nedeniyle burada çalışıyorlar. Çocuklara devlet bakıyor ama gidiyorsun bir sürü para veriyorsun. Sigortan olmaz ise hiç kimse bakmıyor. Garibanın değeri yok. Torba Yasa’dan sonra herkes kendi servisini kendi tutacak, yemeğini evinden getirecek ve dışarı çıkılmayacak dediler. Öğle yemeğinde dışarı çıkılsaydı ağabeylerim burada olurdu. Dün sabah 06.30’da geldiler ama şu an hala yoklar” diye isyan etti.

Ayşe Öztürk, en küçük erkek kardeşinin ise maden ocağındaki bu tehlikelerden dolayı başka bir işte çalışmayı tercih ettiğini söyledi.

İki kardeşini bekleyen Şirvan Tuncel de eşinin daha önce bir maden ocağında çalıştığını ancak, göçük sonucu belden aşağısından felç olduğunu ve şu an çalışamadığını söyledi. Meyve bahçelerindeki ürünlerden kazanç elde edemedikleri için bölgede yaşayan erkeklerin maden ocağında çalışmayı tercih ettiğini ifade eden Tuncel, “Şu an iki kardeşimin kurtulmasını bekliyorum” dedi.

Dünürü Hüseyin Çolak’ın ocakta mahsur kaldığını belirten ve olayı duyduktan sonra Ankara’dan geldiğini ve dün akşam saatlerinden itibaren beklediklerini ifade eden Mehmet Alıçlı, “Dünürüm maden ocağında 2 yıldır çalışıyor. Daha önce madencilikte çalışmadı. İçeriden fazla bilgi alamıyoruz. Ben askere gitmeden önce kömür ocağında çalıştım. O zamanın şartları ile şimdi ki şartlar çok farklı. Biran önce içeriden iyi bir haber gelmesini bekliyorum” diye konuştu. Su tahliye çalışmaları devam ederken bakanlar Faruk Çelik ve Lütfi Elvan da tekrar maden ocağında incelemede bulundu.

Maden ocağındaki faciada 17 arkadaşıyla galeride mahsur kalan madenci 28 yaşındaki Hüseyin Gültekin kurtarılmayı beklerken, eşi Ayşe Gültekin de sezaryenle bir erkek bebek dünyaya getirdi.

Eşinin kömür ocağında mahsur kaldığı faciadan birkaç saat sonra doğum sancıları başlayan Ayşe Gültekin, Ermenek Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ayşe Gültekin’in sezanyenle 3 kilo 200 gram ağırlığında erkek çocuk dünyaya getirdi. Doktorlar, bebek ve annesin sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti. Bir yıllık evli olan Ayşe Gültekin’in, maden ocağındaki kazadan haberi olduğu ancak eşinin halen mahsur kaldığını bilmediğini, öğrenmemesi içinde odasındaki televizyonun dahi açılmadığı belirtildi. Yakınları, Hüseyin Gültekin’in baba olacağını öğrendiğinden itibaren eşinin doğum yapacağı günü sabırsızlıkla beklediğini söyledi.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu