Hüseyin Yahya CEVHER

Anlaşılan Suriye meselesi bitmeyecek – Hüseyin Yahya CEVHER

anlasilan-suriye-meselesi-bitmeyecek

Anlaşılan Suriye meselesi bitmeyecek – Hüseyin Yahya CEVHER

Cenevre 2 veya Montrö Konferansı ile beraber Suriye meselesi yavaş yavaş sonlanır, herkes işine gücüne döner diye düşünüyordum ki bunun öyle olmadığını 20 Ocak 2014 akşamı alelacele Esad’ın İşkenceleri isimli bir raporun/uydurma haberin[1] sunulmasıyla anlamış oldum.

Suriye meselesi ahir zamanın en önemli meselesi olarak galiba Kudüs fetholunmadan sona ermeyecektir. Zira şeytani güçler 3 yıldır devam eden süreçte artık yenildikleri her yerde haykırılsa da yılmadan dezenformatik bilgilerle savaşı kendi lehlerine çevirmeye çalışıyorlar.

Bir kaç gündür hem ev ahalisi, hem de kendim ağır hastalıkla imtihan olunduğumuzdan dolayı gündemi çok canlı takip edemiyorum. Zira fırsat bulsaydım Cenevre 2 Konferansı/Montrö Konferansı ile ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum. Zaten yazının ana teması İran İslam Cumhuriyeti’nin katılmadığı konferanstan bir sonuç çıkmaz olacaktı. Katılmayacağı kesinleşti, uzun uzun anlatmaya gerek yok, Cenevre 2 Konferansı aynen birincisi gibi ölü doğmuş bir bebek olarak tarih sayfalarında yerini alacaktır.

30 Haziran 2012 günü yapılan ve Cenevre Konferansı veya Cenevre 1 Konferansı olarak adlandırılan oturumdan bugüne çok şey değişti. Bir kere en önemli durum Eylül 2013’te topyekün Suriye’ye çullanma kararı alan dünya küfrü İran’dan gelen akıllı olun mesajını görünce ne yapacağını şaşırmış, bir kimyasal silah imhası hikayesiyle kıvırmaya çalışmıştır.[2] Tarih boyunca hiçbir zaman net bir şekilde sahada olmayan batıl her zaman için kendisini hak ile karıştırarak yaşama şansı bulmuştur. Bugün Suriye yönetimi karşısındaki batıl güçlerde sahte gözyaşları ile kimilerini hala kandırmakta veya kandırdığını zannetmektedir. 20 Ocak 2014 günü akşamı AA, TRT, Guardian ve CNN tarafından eşzamanlı yayımlanan “Esad’ın işkenceleri” raporu Cenevre 2 Konferansı öncesinde Suriye düşmanı cephenin ne kadar azimli ama bir o kadar da ahmak olduğunu ortaya koymuş oldu.

Azimli diye bir övgüde bulunmuş gibi oluyoruz ama yukarıda da dediğimiz gibi 3 yıldır yıkamadıkları Beşşar Esad yönetimini yıkamayacaklarını artık çocukların bile bilmesine rağmen bunlar(özelde Suriye halkının genelde tüm insanlığın düşmanları) hala vazgeçmiyorlar her gün yeni bir film fırıldakla karşımıza çıkıyorlar. Ama İmam Humeyni(ra)’nin söylediği gibi “Allah’a hamd olsun ki düşmanlarımızı ahmak yarattı” sözü bunlara baktığımızda tam müşahhaslaşıyor. Zira sadece bu olaydan bile yola çıksak ilk açıkladıkları 11000 muhalife ait 55000 fotoğraf karesinden ancak 3-5 tanesini sunmuş olmaları azıcık düşünme yetisine sahip kişiler için yeter de artar bile. -Ayrıntılı incelemek isteyenler dipnottaki kaynağa bakabilirler [3]-

Günümüzde savaşlar medya üzerinden yapılıyor. Televizyonlar, radyolar, gazeteler, dergiler hepsi hemen hemen tek bir noktadan yönetiliyor. İnternet medyasında bir kaç çatlak ses mevcut onlarında etkilediği kitle, ulaşabildiği kişi sayısı ortada. İnsanlar okudukları veya gördüğü haberlerin doğruluğunu araştırmak gibi bir sorumluluğa sahip değil. Bu durum ister aynı düşüncelere sahip olalım, ister farklı düşüncelere sahip olalım ne yazık ki böyle. Oysa bugün özellikle ahir zamanda “Kral Çıplak” diyecek cesarete sahip kişilere ne kadar çok ihtiyacımız var, anlatamam.

Örneğin bu yalan haberi servis eden AA ve TRT başta olmak üzere tüm Türkiye medyasının yalanları bir bir ifşa edilse ve takipçilerine ulaşabilinse mutlaka insanlar gerçeği görüp yıllardır takip ettikleri/güvendikleri basın kuruluşlarının nasıl bir yalan haber merkezi oldukları anlayacaklar. Diyeceksiniz ki nasıl ulaşacağız o kadar adama, ben de bilmiyorum.

22 Ocak 2014 saat 01:00 itibariyle halen NTV’de utanmadan 11000 Suriyeli muhalif işkence ile öldürüldü, 55000 fotoğraf karesi mevcut yalanı gururla söylenirken; iktidarında muhalefetinde tepkisinin ortak olduğu bildiriliyor. Biz zaten iktidarın da muhalefetin de hikayeden birbirlerine laflar söylediğini biliyoruz ayrıca Suriye meselesi öyle bir mihenk taşı ki Hak Cephesi ile Batıl Cephesi’ni tam netleştirmeyi başardı. (Suriye destekçisi gibi görünerek yarınlara yatırım yapan üçkağıtçı kişi/kurum/kuruluşların olduğunu da söylemeden geçmeyelim.)

Gelinen noktada bu son servisin en önemli amacının Cenevre 2 Konferansı öncesinde eli çok güçlü olan Suriye yönetimini sıkıştırmak olduğunu izah etmeye gerek bile yok çünkü Suriye muhalefeti geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Cenevre 2 Konferansı’nın Suriye yönetimi tarafından terörle mücadele konferansına çevrilmesine izin vermeyeceklerini bildirdiler. [4] Oysa Suriye yönetimi her fırsatta ilk hareketin terörle mücadele olmasını ve teröre verilen desteğin kesilmesini istediğini her kulvarda söylemektedir. Suriye muhalefeti Cenevre 2’ye geçiş hükümeti kurmaya, Esad’sız çözüm üretmeye ve yönetimi devralmaya gittiğini sanarak halen kendisini kandırmaktadır. Artık Suriye muhalefeti yok olmanın eşiğine gelmiş ve 3 yıllık süreçte karşılarında demirden bir iradeyle dimdik duran Beşşar Esad karşısında tuzla buz olmuşlardır.

Suriye ordusu ülkesinin çok büyük bir kısmını kontrol altına almış durumdadır. Şu anda tek sorunlu bölge Türkiye sınırlarındaki bölgelerdir. Burada da teröristler birbirlerine yemektedir. Suriye’ye ilk girdiği günlerde cici olan IŞİD(Irak Şam İslam Devleti) terör örgütü son dönemde ne hikmetse birden Maliki ve Esad’ın adamı oluvermiştir. [5] Aynen her türlü desteği El-Kaide teröristlerine verdiği halde alenen inkar eden başbakanın inkarına benzemektedir bu yorum. [6] Suriye yönetimi hem masada, hem cephede adım adım zafere doğru ilerlemektedir. Her ne kadar İran İslam Cumhuriyeti’nin katılmayışı çok büyük bir eksiklik olsa da Suriye yönetiminden bir heyetin Cenevre 2’ye katılacak olması çok önemlidir zira Cenevre 1’de kendisi çalıp kendisi oynayan Batı, bu sefer mecburen Suriye yönetimini hesaba katmak zorunda kalmıştır.

Sözü fazla uzatmadan Montrö’de yedi düvele karşı mücadele edecek olan Suriye Başbakan Yardımcısı Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Velid el Muallim başkanlığında heyete(Suriye Enformasyon Bakanı Omran el Zoubi, Suriye Cumhurbaşkanı Siyasi ve Basın Danışmanı Büseyna Şaban, Suriye Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdat, Hüsamettin Ala, Beşşar el Caferi, Ahmet Faruk Arnus, Luna el Şibil,Usame el Ali) şimdiden başarılar dileyerek, yüce Allah(cc)’tan kendilerine yardımcı olmasını niyaz ediyorum. Vesselam.

[1] http://www.habervaktim.com/haber/358643/suriyedeki-savas-sucu-belgelendi.html
[2] https://www.halkhaber.org/2013/09/15/gucluyuz-hem-de-oyle-boyle-degil-huseyin-yahya-cevher/
[3] http://www.islamidavet.com/2014/01/21/suriye-yonetimine-atilan-yeni-iftiralarla-ilgili-olusan-supheler/
[4] http://www.islamidavet.com/2014/01/19/smdk-cenevreye-30-kisiyle-gidecek/
[5] http://www.haber10.com/haber/469312/
[6] http://www.hurriyet.com.tr/planet/25069387.asp

İlgili Makaleler

12 Yorum

  1. Salak muhaliflerin Cenevreye yönetimi devralmaya gidiyoruz demeleri yokmu insanı çileden çıkarıyor. Sanki güçlü pozisyonda olanlar kendileriymiş gibi. Allahın izniyle deccalin boynu şamda vurulacaktır.
    Bekle bizi israil ve onun köpekleri.

  2. Suriye; Direniş Cephesinin Altın Bir Halkasıdır.
    Suriye; Fütuhat-ı İslamiyenin Sarsılmaz Bir Kal’asıdır
    Suriye;Hüseyni Secaatın Tecelli Mahalidir
    Suriye;Ümmetin Büyük İmtihandan Geçtiği Diyardır

  3. Zir u zeber olmaya müstehak Nehravan Fosillerinin ŞAM diyarında esen nefha-i Hizbullah ile izmihlale uğraması ,bölge ve dünyanın selameti açısından elzem bir vak’a ve ilahi bir bağıştır.

  4. Şafakta muzaffer bir suriye güneşi tulü ederken , muharref ve murdar şebekenin canilikleri,hileleri de devam edecektir elbet!
    OLSUN DIMEŞKIN ASLANLARINA SELAM
    ZALİMİN ARTIK HER GÜNÜ PÜR GAM
    NUH’UN KURTULUŞ GEMİSİDİR DAVAM
    YOLUNDAYIZ ÖLÜMÜNE EY PAK İMAM

  5. Suriye’ye karşı kurdukları tuzakların hiçbirinde muvaffak olamayan siyonist yahudi cephe yine her zaman olduğu gibi yenilgiye uğrayacak ve kesinkes zafer İslam’ın olacaktır. Siz ve sizin gibi insanlığı uyandırmaya çalışan kimselere, Allah’tan yardım diliyorum ki bu paylaşımlarınız tüm insanlara ulaşsın. Çünkü halksız bir hareket haksız bir harekettir. Yaşasın Halkın (Hakkın) İktidarı… Vesselam…

    1. Aleyküm Selam, Çağımızın Talut’unun askerleri olma cehdi içerisinde olduğumuzu bildirirken aynen Talut’un askerleri gibi dua ediyoruz. “Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (BAKARA – 250’nin bir kısmı… )
      Allah razı olsun.

  6. savaş bittikten sonra suriye devletinin yayınlayacağı belgeleri(teröristlerin vahşetlerini) gördüklerinde bu terör destekçilerinin durumunu çok merak ediyorum.

    1. Şu anda yayınlanan belgeleri bile görmezden gelenlere emin olun hiçbir etkisi olmayacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu