AH FİLİSTİN’İM AH- MUSA GÜNEŞ
Ah Filistin’im ah. Hangi kelimeler seni anlatmaya yeter ki. Senin değerini belirleyecek ne var ki! Her gün bir yanımız eksiktir senin çektiklerinle. Anlatılamaz- anlatamaz hiçbir söz hiçbir kalem senin dertlerini.
Kaybetti Filistin’im kaybetti ümmet sınavını. Milyarlarca yığından, satılmış liderlerden, dinsiz hocalardan çok daha değerlisiniz her biriniz. Sizler orda can verirken bizler haberlerinize alıştık, yüreklerimiz karardı, gözlerimiz dünyaya daldı, nefsimiz bizi kandırdı, gözyaşlarımız akmıyor artık, öfkelenmemiz bile bitti, sizleri bir masal bir hikaye gibi seyrettik. Ancak şunu biliyoruz ki Vallahi siz kazandınız bizler kaybettik. Dünya hırsı yüzünden hem dünyadan hem ahiretten olduk. Bizim Peygambere bakacak yüzümüz yok. Sizler de şikayet edin bizi Allaha ve Resulüne.
Kaybettik Filistin’im kaybettik sınavı! Sizin hayatlarınız bizim gündelik konuşmalarımızda bile yer almıyor artık. Kaybettik Filistin’im! Dinimizle birlikte insanlığımızı da kaybettik. İsrail’in halkına verdiği değeri sizlere veremedik. Tek bir tırnağınız için İsrail’i yıkmamız gerekirdi ancak yapmadık- yapamadık Filistin’im. Sizlerin canı, malı, namusu gözlerimizin önünde çiğnendi, bizler ise sadece seyrettik. Bazen de şerefli görünmek adına Firavun’a, daha az zulüm yapması için yalvardık. Sadece yalvardık. Doğrusu Musa’ları Firavunlarla birleşip biz kundaklarda öldürdük.
Hangi şehidi söyleyelim artık. Hangi çığlığı anlatalım. Son şehidin 21 yaşındaki Razan al-Najjar. Bir sağlıkçıydı. Senin yolunda yaralı olanlara deva idi. Yeni nişanlanmıştı henüz. Bugün bir Siyonist asker tarafından şehit edildi. Yine feryat yine gözyaşı.
Anlatamıyorum Filistin’im artık anlatacak bir şey yok. Şehidin Ahmed Yasin ne güzel söylüyor: ‘Allah’ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum.
Sana şikâyette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı…
Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikâyet ediyoruz…’