Hüseyin Yahya CEVHER

Ümit/Ümitsizlik; Var Oluş-Yok Oluş Meselesi… – Hüseyin Yahya CEVHER

umit-umitsizlik

Ümit/Ümitsizlik; Var Oluş-Yok Oluş Meselesi… – Hüseyin Yahya CEVHER

Beklediğim oldu…
Seçimlerden önce her önüme gelene/sorana söyledim.
Uzun adam kafayı bozduysa, süreci hızlandıracaksa en az geçen yerel seçime göre yüzde 10 daha fazla oy yazacak kendine diye.
Dikkat edin, alacak değil yazacak…

Peçeteye yazılan istek şarkı gibi belirlenir ülkemdeki seçim sonuçları.
Don Kişot uzun bir süreçten, yoğun bir maratondan sonra oluşturduğu/oluşturduğunu sandığı hava neticesinde kendisine ciddi manada bir oy yazıverdi. Sesi bile kısıldı, kısılmadı değişik bir dönüşüme uğradı, geri nasıl toparlandı? Tartışmalı…
Kesin seçim sonuçları açıklanmadı ama seçim başladığı zaman sitemizde yayınladığımız bir karikatürle[1] sonuçlar birebir aynı çıkmıştır ve her daim aynı çıkacaktır.

Meşhur balkon konuşmasında öncekilerin aksine hiç kucaklayıcı olmayan, oldukça ötekileştirici, oldukça tehditkar bir üslup kullandı. Aslında gerçeğe, sinesindekine en yakın konuşma tarzı budur. Dolayısıyla kandırıcı maskelerinden ne kadar azını takarak halkın karşısına çıkarsa, gerçek yüzünü görenlerin sayısı o ölçüde artmaktadır. Pervasızca hareketlerine devam etmesini ısrarla tavsiye ediyoruz.

Şu anda karşı karşıya olduğumuz durum seçim, oy, parti, belediye, sonuç değil ümit/ümitsizlik; var oluş-yok oluş meselesidir.

Çünkü çareyi sandıkta gören mevcut iktidarın gerçek yüzünü görmüş bir çok kişi şoka uğradı. Zira oylarının kesin düşeceği beklenirken yüzde 10 daha oy oranı arttı. Bu güruh hem birbirini suçlamaya başladı hem de güya iktidara oy veren halka iyice nefretle bakmaya başladı. Gerçi onlar mevcut iktidara oy verenleri insan olarak bile görmüyor ama “Türkiye’de devrim olur mu? Olur, zamanını açıklıyorum“[2] başlıklı yazımızda da çok ayrıntılı değindiğimiz üzere ülkemizde kesinlikle sol tandanslı bir iktidarın bundan böyle seçim kazanması veya anti-İslami en ufak bir hareketi olanın prim yapması mümkün değildir. Dolayısıyla devrim de olacaksa İslami devrim olacaktır, süreç devam edecekse de İslami görünümlü münafıklarla devam edecektir.

Özellikle propaganda döneminde iktidarın sürekli İslam Dünyası ile ilgili meseleleri diline dolaması, İslam İnkılabı ile olumlu bir ilişki ve iletişim içerisindeymiş imajı vermesi ve Üstad Bediüzzaman Said-i Nursi hazretlerini sahiplenerek “Üstadımız”, “Merhum”, “Büyük Alim” gibi ifadelerle göklere çıkarması çok çok önemlidir. Zira bu halkın artık bu konularla çok ilgili olduğunu, hatta halkın gündemini tamamen işgal eden kimse, teveccühünün o yönde olduğunu bizlere göstermiştir. Bugün riyakarlıkla bu gündemleri dillerinden düşürmeyenlerin maskesi düştüğü anda, bu gündemin asıl sahipleri sahneyi devralacaktır, İnşAllah.

Yine özellikle sosyal medyada ve çevremizde iktidarın bu denli yanlış icraatlarına rağmen oyunu yükseltmiş olmasına anlam verilememekte, kimi siyaseti bıraktığını açıklamakta, kimi bu halkın adam olmayacağını belirtmekte, kimi ise şaşkın şaşkın bakmaktadır. Ama bütün bunlara rağmen o halkımızın yüksek bilincini yansıtan ifadelere de değinmeden geçmeyeceğiz.

Örneğin; Açılım safsatasıyla vatanı BOP projesi ekseninde peşkeş çekmesine, Paralel-Yamuk hikayesiyle kendisini yıllarca desteklemiş kişileri terör örgütü mensubu ilan etmesine , kavga etmediği hiç bir grup kalmamasına, ülkede büyük bir çoğunluğa sahip olan Şia müslümanlara iftira atmasına, yapılan hırsızlıkların, soysuzlukların, yolsuzlukların, ahlaksızlıkların, savaş çığırtkanlıklarının, rüşvetçiliğin ve her türlü pisliğin haddi hesabı olmamasına rağmen oyunu artırmıştır. Öyle mi?

Buna benzer bir çok hezeyan duydum, siz de mutlaka duyacaksınızdır buna en güzel cevabı ise yine halkımızın bir ferdi vermiştir: “Buna ABD mucizesi denir. Kim onun çocuğuysa hep kazanır. Tüm oylar onundur.”

Dolayısıyla halkımız gerçekleri gördüğü halde sistemin kurduğu çarkın başka bir kulvarına giriş yapmaktan vazgeçtiği gün, elini taşın altına atmaya karar verdiği gün, başkasının derdini kendi derdi olarak değerlendirip tepki verdiği gün mazlumların zalimlerden hakkını alacağı gün olacaktır ve çok çetin olacaktır. Önümüzdeki günler çok hareketli, çok heyecanlı, çok önemlidir. Bu süreçte halkımız ümitli olmalı, ümitsizler ümitlendirilmelidir. Süreç yıpratma sürecidir. Süreç pes ettirme sürecidir. Kim sabırlı olursa o kazanacaktır. Dolayısıyla sabrın iman için konumunun, vücuddaki başla aynı olduğunu bilen bizlerin ayaklarını sıcak, başını serin tutması gerekmektedir. Bize bu serinliği, rahatlığı, mutluluğu, sekineti verebilecek tek güç yüce Allah(cc)’tır. Bu yüzden sabırla ve namazla Allah’tan yardım istiyoruz. Yine hiçbir şekilde kemiyetin önemli olmadığını, önemli olanın keyfiyet ve Allah’ın yardımı olduğunu anlatan aşağıdaki ayet çok çok önemlidir:
Talut, ordu ile hareket edince dedi ki: “Allah sizi mutlaka bir nehirle imtihan edecek. Kim ondan içerse, benden değildir. Kim de onu tatmazsa, işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka (bu kadarına ruhsat vardır).” Derken içlerinden pek azı hariç, hepsi de varır varmaz ondan içtiler. Talut ve beraberindeki iman eden kimseler nehri geçtiklerinde(biraz su içenler). “Bizim bugün, Calut ile ordusuna karşı duracak gücümüz yok.” dediler. Allah’a kavuşacaklarına inanıp, bilenler ise(hiç su içmeyenler) şu cevabı verdiler: “Nice az topluluklar, Allah’ın izniyle nice çok topluluklara galip gelmişlerdir. Allah, sabırlılarla beraberdir.” (Bakara Suresi, 249.Ayet)

Reyhanlı şehidlerinin kanı yerde kalmayacaktır.
Haziran 2013 direnişi şehidlerinin kanı yerde kalmayacaktır.
Suriye halkının döktüğü kanlar boşa gitmeyecektir.
Kimse öyle 4 adam gönderip, 8 füze attırarak bundan böyle mazlum halkların kanına ilişemeyecektir.
Bu hesap bir gün görülecektir, kısas kıyamete kalmaz; halk vakti geldiği zaman hak edene hak ettiği cevabı verir.
Yaşasın Halkımız!
Vesselam.

[1] https://www.halkhaber.org/2014/03/30/karikatur-sonuc-ne-olursa-olsun-kazanan-yine-abd/
[2] https://www.halkhaber.org/2013/06/05/turkiyede-devrim-olur-mu-olur-zamanini-acikliyorum-huseyin-yahya-cevher/

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. mazlumların ahından korkanlar, yine mazlumların değerleriyle maskelerini süslemekten geri kalmıyorlar. bu kalabalıklar, sanal-suni gündemlerle korku ve ümit arasında beklemeye mecbur bırakılmışsa, kökü çürük koca ağacın çatır çatır yıkılacağı, dibi oyuk koca kayanın gümbür gümbür yuvarlanacağı aşikar ortadadır. Rabbim ucuza mal ede inşallah, bu maskeli koca devlerin balon bedenleri altında Ümit ve gayret ışığından yüzünü çevirmeye inşallah. Rabbim mazlumların dualarında bu münafık maskeleri tez düşüre inşallah. Selamlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu