Hüseyin Yahya CEVHER

Ali’nin derdi beni gerdi – Hüseyin Yahya CEVHER

alininderdi-benigerdi

Ali’nin derdi beni gerdi – Hüseyin Yahya CEVHER

Okulun koridorunda birinci sınıfa giden Ali’ye babaannesi öyle bir dayak atıyordu ki gören imreniyordu. Çocuk can havliyle dayaktan kurtulmaya çalıştıkça babaanne vuruyor, çocuğun ağlaması ve bağırtıları koridoru dolduruyor, sabah okula gelmenin sevincini(!) yaşayan çocuklar ve çocuklarını okula getiren veliler olayın şaşkınlığı ile neden bu kadar şiddetli dövüyor diye merak ediyordu? Bir cesur kadın ne oluyor teyze diye tepkisini göstererek dayak faslının ara vermesini sağladı, düşmana karşı giriştiği mücadeleden bir anda sıyrılan ve dış dünyaya dönen babaanne ise okula gelmek istemiyor diye cevap verdi, kadın gelmek istemiyor diye bu kadar dövülür mü çocuk dedim dedi ve gözlerinden inci tanesi gibi gözyaşları dökülmeye başladı. Olayı seyreden Ali’nin öğretmeni çocuğu kaptığı gibi sınıfına giderken bölgedeki kadınlar da babaanneyi markaja alarak sert eleştirilerde bulundu.

Ali’nin annesi yakınlarda kanserden vefat etmişti, 2 kardeşi daha vardı, babası gariban bir işçiydi ve yeniden evlenmişti. Aynı evde dede, babaanne, Ali, Ali’nin iki kardeşi, üvey anne, baba ve eşinden ayrılan Ali’nin halası ile beraber iki çocuğu daha vardı. 2 oda bir salon 80 metrekare evde verilen bir yaşam mücadelesi.

Halkımıza tepeden bakanlar bu tabloyu bilmez, halkımıza tepeden bakanlar Ali’nin neden başarısız olduğunu da bilmez. Ali bu atmosferde büyüyüp topluma faydalı bir birey olursa ne mutlu Ali’ye ve topluma. Zira bu şekilde bir maddi ve manevi yoksunlukla büyümenin sonucunu psikoloji ile ilgilenen büyüklerimiz daha iyi bilir ama yüce Allah(cc)’ın yardımı olmasa Ali’nin halka faydalı bir birey olma şansı yok.

“bu kadar dövülür mü çocuk dedim” dedi ve sustu. Eğdi başını. Kahvaltı sofrasında yediğimiz etsiz zeytin ve haşlanmış yumurta boğazımızda kalmıştı. Gözyaşları sel olmuş, herkes kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkmıştı. Bir kaç kere de ben gördüm Ali’yi. Üstü başı perişan okula giderken. Annesiz, ilgilenilmeyen veya üvey annenin/babaannenin ilgilendiği bir çocuğun nasıl görünebileceğinin bir belgesiydi. Belki tüm annesiz kalanların kaderi bu değildi ama Ali’nin kaderi buydu, ne yazık ki…

Kaba söylemle “milletin derdi seni mi gerdi” diyenler olabilir evet Ali’nin derdi beni gerdi. Çünkü “Mü’minlerin dertleriyle dertlenmeyen, bizden değildir.” (Bkz. Hâkim, IV, 352; Heysemî, I, 87) hadis-i şerifi biz müslümanların hayatının en temel ilkelerindendir. Ayrıca devrimci kuliste değil, sahnede olur. Halkın nabız atışlarını, kendi damarlarında bir hareket olarak algılar; halkın açığını kendi açlığı, halkın acısını kendi acısı olarak hisseder; “halk mutu değilse, ben de mutlu değilim” diyerek, eylemine yön verir. Eylemindeki kararlılık ve başarıya inanç ölçüsünü, geçilecek olan yolun içerdiği zorluklara terketmez; ihtiyaç duyulan dinamizm ve motivasyonu, sahip olunan değerlerin itici gücünden alır.

Ali’de büyük bir devrimci olur, İnşAllah. Ülkemizde yokluk, ülkemizde acı, ülkemizde sefalet kol geziyor. Kan ağlıyor evlatlarımız. Analarımızın, gözyaşı pınarları kurumuş. Hal böyle iken halkı aç bırakıp halk ile dalga geçenler evden uzakta tatil yapabiliyormusunuz[1] diye utanmadan bir de anket yapmış, acaba bu anketi yapanlar normal market reyonlarında satılan zeytinlerin kaç para olduğundan haberdar mı? Zeytin gariban halkın en temel besin kaynaklarındandır. 1970’li yıllarda babam kahvaltıda yarım çay bardağı çay ve 2-3 zeytin yiyebildiklerini denk geldikçe anlatır, o dönem ülkenin içerisinde bulunduğu genel yokluk ve zamanın şartları da etkendi ama bugün hala zeytin yiyemeden, çay içemeden işine gücüne giden milyonlar var.

Bu dünyanın bir hesap günü olmasa, mazlumların zalimlerden hakkını alacağı kutlu gün olmasa, bu dünya bir oyun ve eğlenceden ibaret olmasa ortalık karışır, ama halkımız bu dünyada da kendisine hayatı zehir eden küresel siyonizm ve emperyalizmden hesap sormalıdır. Çünkü hak verilmez alınır. Bu söylemi kanıtlayan en son bildiğimiz eylem de Kütahya’nın Seyitömer ilçesindeki işçilerin işten atılan arkadaşları için yaptıkları sözlü uyarı ve isteklerin itibara alınmamasından sonra “Hak tanımayan ve hakkı kuvvette bilen zalime karşı hakkın lisanı kuvvettir.” (Mehmed Kayalar) düsturu ile kıyama kalkan işçiler fabrikanın nizamiyesini ve misafirhanesini ateşe verip, bazı özel araçları devirince patron geri adım atarak, işçileri geri alma sözü verdi. [2]

Halkın dertleriyle dertlenerek, derdiniz derdimizdir diyerek, kimseyi ötekileştirmeden, bananeci olmadan bu süreci yürüteceğiz ve kazanacağız. Birleşe Birleşe Kazanacağız!, Direne Direne Kazanacağız!

Bu kadar dertten sonra halk düşmanlarına da bir kısa mesaj çekerek yazımızı bitirelim;
Sanmayın hep dertliyiz, hastayız, biçareyiz…
Azgınlaşan şahları devirende bizleriz!

Vesselam.

[1] https://www.halkhaber.org/2014/04/19/vatandasin-yuzde-90i-gecim-derdinde/
[2] https://www.halkhaber.org/2014/04/19/seyitomerdeki-isciler-mucadele-etti-ve-kazandi/

İlgili Makaleler

7 Yorum

  1. Bir sinede ümit, inanç, azim ve kararlılık varsa. Onun için ne kaybetme, ne de yenilme asla bahismevzuu değildir.

  2. ”Müminler ancak birbirlerinin kardeşidirler” (Hucurat suresi ayet: 10)
    ”Müslüman, müslümanın kardeşidir.” (Riyazussalihin)
    ”Allah’a yemin ederim ki, siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz ve yine Allaha yemin ederim ki, siz birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız.”(Riyazussalihin)
    ”Müslümanların derdiyle dertlenmeyen, onlardan (yani Müslümanlardan) değildir.”(Keşfulhafa)
    ”Müslümanların derdini dert edinmeyen, bizden değildir.” (hadisi şerif)
    ”Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz. Mümin, mümin için bir binanın tuğlaları gibidir. Onlar birbirini tamamlarlar.” (Riyazussalihin)
    ”Bir kul, müslüman kardeşinin (kurtuluşu için) çalıştığı müddetçe, Allah’da (cc) o kulun hacetini giderecektir.’’ (Tabarani)

  3. “Sanmayın hep dertliyiz,hastayız biçareyiz
    Azgınlaşan şahları deviren de bizleriz”

  4. “Sanmayın hep dertliyiz,hastayız biçareyiz
    Azgınlaşan şahları deviren de bizleriz”

    Tanıdık geldi 🙂

    1. 10 kıtalık bir şaheser olarak gördüğüm şiiri yazan şair ağabeyime çok beğendiğimi söylediğim zaman o çok da güzel olmadı demişti. Oysa aradan geçen 15 yıla rağmen bir istiklal marşı aşkıyla ezbere okuyabilirim. Allah onlardan razı olsun.

  5. Birleşe Birleşe Kazanacağız!,
    Direne Direne Kazanacağız!

    Sanmayın hep dertliyiz, hastayız, biçareyiz…
    Azgınlaşan şahları devirende bizleriz!

    Bu ifadeler çok güzel olmuş…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu