Hüseyin Yahya CEVHER

Ayarımız yok – Hüseyin Yahya CEVHER

ayarimiz-yok

Ayarımız yok – Hüseyin Yahya CEVHER

Ayarımız yok, plana programa gelmeyiz, filme fırıldağa anında kralıyla cevap veririz. Dostumuzu sevindirir, düşmanımızı üzeriz.

11 Mayıs 2013; Saat 13:30 suları… Çerezini çetnevirini alıp dev plazmalarının önüne kurulan halk düşmanları, Reyhanlı’da sonradan çalışmadığı söylenen 73 MOBESE kamerasından biraz sonra gerçekleşecek olan Türkiye’nin en kanlı terör saldırısının hemen ardından Direniş Ekseni’nin altın halkası Suriye’ye vuracakları darbenin hem de Türkiye halkının önden gittiği ve can verdiği bir fitnenin oluşumunu zevkle takip etme heyecanıyla bekliyorlar.

Reyhanlı, Suriye meselesiyle gündemden hiç düşmeyen bilincin merkezi Hatay’ın Sünni müslümanların yoğun yaşadığı hatta mevcut iktidarında oy olarak en çok desteklendiği bölgesi. Hatay, Alevi müslümanların ve Suriye cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ı bir akrabaları olarak destekleyen kişilerin de bulunduğu bir ilimiz. Halk düşmanlarının yaptığı plana göre bomba patlayacak, Sünni Reyhanlı halkı, “Kahrolsun Esad”, “Kahrolsun Aleviler”, “Kahrolsun Suriye” sloganlarıyla yürüyecek, halkın bu tepkisine hemen cevap verecek olan halk düşmanları onların derdine ortak olarak onları bombalayan Esad’a, Suriye’ye bir ders verecekti.

Saat 14:00 suları…Türkiye’nin en kanlı terör saldırısı gerçekleşmiş yüzlerce kişi hayatını kaybetmişti. Ağzından zevk salyaları akarak olayı canlı takip eden halk düşmanlarının kaşları çatık mı ne? Hayır, hayır. “Kahrolsun Tayyip” değil “Kahrolsun Esad” diyeceklerdi. “Kahrolsun Hükümet” değil “Kahrolsun Suriye” diyeceklerdi. “Kahrolsun Aleviler” diyeceklerdi “Ananı, avradını Tayyip” demeyeceklerdi.

Plazma kapandı. Surat düştü. Doktorlar geldi. İlaçlar verildi. Koma halinin yatışması için gerekli işlemler yapılarak beklenmeye başlandı. Yüzyıllık, Bin yıllık planları akamete uğratan ayarsız halk yine halk düşmanlarının heveslerini kursaklarında bırakmıştı.

Reyhanlı katliamının ardından işlediği cinayetlerin mekanına gelmesi mafya raconu gereği kendisi için farz olan halk düşmanı, olayın faili, halkımızın katili; ordu desteği ile bölgeye gelmiş, cinayet mahallini inceleyerek yeni planları için halkı gözlemlemiş, bu ayarsız halkla ben nasıl baş edeceğim diye kederlenerek bölgeden ayrılmıştır.

Çoktandır, toplu bir eylemimiz yok, ne yapalım diye birbirlerine bakışırken sakallı tetikçinin ben ayarlarım demesiyle gözleri parlayan halk düşmanı kadro, Soma’da yüzlerce madencinin canlı canlı gömüldüğü katliamın ardından olay yerine en hızlı şekilde gelmiş. Reyhanlı’daki yenilgiyi burada bir zafere çevirme edasıyla fırıldaklarını çevirmek istemiştir. Görünüştü bomba yok, patlama yok, sessiz sedasız gayet doğal hatta fıtri ve kaderle bağlantılı bir cinayet olan bu eylemde bile basiretli halkımız gerçek faili anında tespit ederek tekme tokat bölgeden kovalamıştır, tabii mafyalığına halel getirmek istemeyen psikopat halk düşmanı içinden gelen canavarca duygularına engel olamayıp halka tekme tokat dalmış ama bu olay ile masa başı planların tutmadığı bu halkın ayarsız olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Kimi öldürsek, kimi öldürsek diye düşünürlerken, haritadan yer mi belirliyorlar, kağıtları masaya atıp aşağıya düşeni mi katlediyorlar bilinmez ama baktılar bu halkın ayarı yok, onlarda planı programı bıraktı. Rastgele katliam programına geçtiler. İşsizlik iyice artırılırken, açlıktan fuhşa sürüklenenler her geçen gün artarken, memleket dünyanın dört bir yanından getirilen mültecilerle karman çorman yapılırken, ahir zaman fitnesi ekseninde insanların birbirlerinden bu denli uzaklaştığı bir dönemde halkımızın son ayarsızı Ali DAL piyasaya çıktı.

Diyarbakır’da semt pazarından hanımıyla beraber alışveriş yaparken daha önce Adana’da bir astsubayın evinden çalındığı ve bir narkotik operasyonunda polise karşı kullanılan silahla şehit edilen Astsubay Üstçavuş Nejdet Aydoğdu bu rastgele katliam programı şehidlerinden sadece biri. Hamile eşiyle beraber gariban halkımızın bir ferdi olarak halkımız gibi semt pazarından alışverişini yapan bu yiğit vatan evladı hangi meziyetinden dolayı şehid edildi bilinmez ama Allah şehadetini kabul etsin.

Şehidine, gazisine belki de en az değeri veren, hatta hiç vermeyen bir devlet var başımızda. Halk demiyorum, devlet diyorum. Halkımızın gözünde en yüce mertebede şehidlerimiz, ardında da gazilerimiz yer almaktadır. İşte yazının ana konusu son ayarsız Ali DAL’dır aslında.

Elinin emeğiyle kazanarak aldığı Eskişehir’deki evini şehid ailesine bağışlayan büyük insan. Senin gibi, benim gibi bir adam. Mevzu burada gariban olmasına rağmen garibanın yanında olmasıdır. Katrilyondolarlar içerisinde verilmiş bir ev değil, ne varsa onun verildiği bir ev bu. Hani sahabenin malını bağışlamak için yaptığı yarışlar var ya. Hz. Ömer’in “Ebu Bekir seni geçeceğim” diyerek malının yarısını vermesine, “hepsini veriyorum Ömer” diyerek cevap veren Hz. Ebu Bekir cömertliği, fedakarlığı, cefakarlığı, şerefi, namusu.

Halkımız ne kadar bozulmak istenirse istensin çekirdeği İslam’dır. Özü Kur’an’dır. En bozuk diye tabir edilenlerin genlerindeki ayarsızlıkla nasıl halk düşmanlarının, İslam düşmanlarının, namus düşmanlarının başına bela olduğunu anlattırmayın şimdi…

Millet birbirine düşman oldu, Kürtler ayrılmak istiyor, Türkler verelim kurtulalım diyor şeklindeki siyonist propagandaları uzun soluklu fitne çalışmalarını bir hareketle tarumar eden Ali DAL, birlik beraberlik vurgusu yaparken “Birlikte olursak 100 tane Türkiye yaparız biz” diyerek halkımızın hepsindeki ortak düşünceyi bir kez daha dile getirmiştir. Bunlar hayal değil gerçektir. Şu kahraman halka adam gibi halkçı bir yönetim gelse dünyada bir numara olmazsak gelin o zaman görüşelim. Halkımızın üzerinde oynanan oyunun, planın programın, filmin fırıldağın haddi hesabı yok. Ki Türkiye halkının basireti bir çok kişi tarafından çeşitli mecralarda dile getirilmiştir, getirilmese bile güneş gibi ortada olan bu hakikatin yoruma ihtiyacı yoktur.

Son olarak ayarsız gibi ilk okunduğu zaman olumsuz anlam ifade eden bir sıfattan nasıl bir övgü kavramı çıkarttığımı merak edenler olabilir. Siyonizmin planına programına düzenine uymayan, davranışları ölçüsüz, duyguları sınırsız, ne zaman ne yapacağı belli olmayan, harekete geçme zamanını kendi belirleyen, kimsenin yönlendirmesine gelmeyen, ilahi sevk ile hareket eden bu halka daha uygun bir ifade varsa kullanalım. “Dengeleri ters döndürmeye geldik” diyor ya işte o ayarsızlara selam olsun. Vesselam.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Hüseyin Yahya CEVHER için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu