Halk Haber'den...

Allah Bize Ne Cevherler Bahşetmiş – Tarık Şamil YILMAZ

bilim_teknoloji

Ülkemizin insanı birçok dost ve düşmanın itirafıyla hem zeki hemde çalışkandır. Araştırmalarımız sonucunda bazı yazarların, siyasilerin ve sözde bilim adanlarının insanımızı bu özelliklerin dışında tanıttığı yazılarla karşılaştık. Yapılan bu olumsuz propagandalar neticesinde halkın arasında bu noktada olumsuz söylemlerin yayıldıgını duymuşsunuzdur.(örneğin insanlarımız halkı tanımlarken tembel, üçkağıtçı vb. kelimeleri kullanmaktadır.) Bu batılıların 18.yy’dan itibaren bize dayatılmaya çalışılan aşağılık psikolojisinin bir sonucudur. Halbuki insanımız dünya üzerinde yaşayan milletlerin en zekileri arasındadır. (İslam bilim tarihine baktığımızda bunu kanıtlayacak bir çok delil bulmak mümkündür. İbni Sinalar, Biruniler, Ali Kuşçular vs. Bu isimler İslam coğrafyasının ortak mirasıdırlar.) Tabi bu herkesin zeki olduğu anlamına gelmez böyle bir şeyde düşünülemez .

Aşağılık psikolojisi kompleksini toplumumuz arasına sokan batılılar ve batılıların çanak yalayıcısı olan sözüm ona aydınlar ve siyasilerdir. Siz bir şey yapamazsınız! Faydalı ve iyi şeyleri hep biz yaparız! Siz ilimden bilimden anlamazsınız bizi takip edin, kuyruğumuz olun yeter vs. söylemlerini dile getiren hep onlardır. Bu söylemlerle insanımıza aşağılık duygusunu yerleştirmek için okullarda verilen eğitimden tutunda tv programlarına İnternet yayınlarına kadar birçok yol kullanmışlardır.

Konu ile ilgili küçük bir örnek vermek istiyorum.

Üniversite yıllarında bir hoca ‘At Sırtında Anadolu’ isimli bir kitap okuttu. Kitabın konusu Anadolu’ya seyahat yapan bir İngiliz’in serüveniydi. İngiliz, kitapta gezisi boyunca kendince, insanımızın ne kadar üçkağıtçı ne kadar aşağılık olduğu yönünde bir sürü tespit yapmış ve bunu da olaylarla kanıtlamış. Kendisine hizmetçi olarak tuttuğu birisinin namazlı abdestli bir kişi olmasına rağmen parasını çaldığını, bir köye geldiği vakit (çok özür diliyorum) kadınların kendisine baktığını, ve dahası bir kişinin çizmelerini öptüğünü falan anlatmış da anlatmış. Hocaya gittim ve dedim ki

“Hocam bu kitap insanımızı aşağılıyor neden böyle bir kitabı okutuyorsunuz.”

Hoca: “Ben batılıların bize bakış açısını görmeniz için okutuyorum.”dedi. Bense buna mukabil.

“Bu kitapta anlatılanlar yazarın veya batılıların bize bakış açısı değil yaşanmış olaylar. Bir kişi bu olaylar üzerinden giderek toplumun ne kadar kötü olduğu düşüncesine varabilir”. dedim

Hoca bir şey demedi bende sustum, ve anladım ki hocada bu kitabı bilinçli okutuyor.

Sonra sınav da okuduğunuz kitabı değerlendirin şeklinde bir soru sordu. Bende kitabın %80’inin uydurma olduğunu Anadoluya yapılmış bir seyahat olsa da olayların kurgu olduğunu yazdım verdim. Ve hasıl konuya dönelim.

Aslında insanımız çok büyük işler başarabilir. Zira o kadar engellemelere rağmen ülkemizde bir çok bilim insanı yetişiyor. Çocuklarımızın zekası eğitim sitemindeki bozukluklarla köreltilmeye çalışılsada ortaya çıkan ve çıkmaya devam eden cevherleri engelleyemiyorlar.(Bu arada eğitim sisteminin tüm olumsuzluklarına rağmen kendini insan yetiştirmeye vakfetmiş fedakar öğretmenlerimizin de payını unutmayalım.)

Zeki olan gençlerimiz ülkemize faydalı bir hale geldiğinde ABD ve Avrupa ülkeleri tarafından elimizden alınarak kendilerine hizmet etmek için batıya götürülüyor.Bir arkadaşım anlatıyor; bir akrabasının bilgisayar mühendisliği 2. sınıfta okuduğunu ve yaptığı bir çalışma sonucunda Amerika’ya götürülerek çalışmasını burada devam ettirmesinin istendiğini. Ev+yüksek maaş+kariyer vs. tekliflerin yapıldığını söylüyor. Haliyle ülkemizde çalışan beyinlere gereken değer verilmediğinden gençlerimiz Avrupa ve Amerika’yı tercih ediyorlar.

Bütün engellemeler ve bozuk eğitim siteminin çarkları arasından sıyrılıp gelen gençlerimizi bekleyen tehlikeler bununla bitmiyor. İnsanlara faydalı olacakları zaman kendilerini ölüm! bekliyor. Ölüm! ama; nasıl ölüm! Genç dinamik, birçok ayrı bilimde uzman olan insanların intihar süsü verilerek öldürülmesi. Bunun örnekleri çok, İşte bazılarını sizinle paylaşalım.

Kripto uzmanı Hüseyin Başbilen (31), 5 Ağustos 2006’da Ankara Pursaklar’da aracının içinde boğazı ve bileği kesilmiş halde bulundu. Henüz iki aylık evli olan Başbilen’in intihar ettiği açıklandı.

6 ay sonra 16 Ocak 2007 tarihinde, 29 yaşındaki elektrik mühendisi Halim Ünsem Ünal, aracının içinde babasının tabancasıyla kafasından vuruldu. Üç gün sonra evlenecek olan Ünal’ın da intihar ettiği belirtildi.

8 gün sonra da bir başka elektrik mühendisi Evrim Yançeken (26), Ankara Batıkent’te anne ve babasıyla yaşadığı evinin balkonundan düşerek can verdi. İntihar denildi.

Yaklaşık 10 ay sonra 9 Ekim 2007’de de yazılım mühendisi Burhanettin Volkan, askerliğini yaparken nöbetçi silahı ile intihar etti.

Yeni evlenmiş, evlenmek üzere olan, mutlu olan insanların intihar etmesi ve ard arda intihar etmesi ve aynı anda hem boğazını hem bileğini keserek intihar etmesi size mantıklı geliyor mu?

2007 de Isparta’da düşen uçağı hepimiz hatırlarız. İkisi profesör 6 fizikçi yaşamını yitirmişti. Türkiye’nin deneysel yüksek enerji fiziği alanında en önemli isimlerinden ve uluslararası projelerde çalışan Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Engin Arık ile Doğuş Üniversitesi Fizik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Şenel Boydağ, yanlarında ikişer kişi ile görevli olarak Isparta’ya gidiyordu. İki profesör ile yüksek lisans ve doktora çalışmalarını yapan üç öğrenci ve bir doçent kazada yaşamlarını yitirdi. 6 bilim adamı 2 yıl önce başlatılan ve DPT tarafından desteklenen “Türk Hızlandırıcı Merkezi Teknik Tasarımı Ve Test Laboratuvarları” projesinde görevliydi. Daha önce Ankara ve Bolu’da 3 çalıştay yapan bilim adamları, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde gerçekleştirilecek 4. çalıştaya katılmak üzere yola çıkmıştı. Zekaları ve yapmaya çalıştıkları projeler başlarına ölüm getirdi. Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Halk olarak zekiyiz, çalışkanız, büyümek, ilerlemek ve dünya devi olmak için elimizde tüm imkanlar var ama hakim güç halk değil. Hakim güç halk olsa bu cevherlere sahip çıkar. Halk iktidarı ele geçirdiği gün gerek insanımızın, gerek topraklarımızın cevherlerini bir bir çıkarıp işleyecek ve o zaman ülkemiz süper güç olacaktır. Selametle.

İlgili Makaleler

6 Yorum

  1. cevherim niye bilim adamı olmuyorsun oysa sende o kapasiteyi görüyorum diyen ağabeylerime bilim adamı olalım da devlet bizi öldürsün değil mi? diyordum. Bu yazı olayı tam net açıkladı. Allah razı olsun.

  2. Allah cc sizin gibi güzel düşünen ve yürekten hakikatı anlatan bu uyutulmuş toplumu bir an evvel sizingibi düşünmehi Allah cc temenni ederim Allah cc sizden razıolan kullarından eylesin yazınızdan sonra coştum

  3. …..Sonra sınav da okuduğunuz kitabı değerlendirin şeklinde bir soru sordu. Bende kitabın %80′inin uydurma olduğunu Anadoluya yapılmış bir seyahat olsa da olayların kurgu olduğunu yazdım verdim….

    merakımı bağışlayın ama o sınavdan kaç aldınız acaba :))

    1. merakmı nedir bilmiyorum okadar düşünecek çok şey varken bunu sormanız hiç yerinde olmayan bir saplantıdır veselam

  4. Allah razı olsun güzel bir tespit, halkımıza gerçek değerini veren yazılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Halkımız hem zeki hem hem kanaatkar, hem dindar, hem devrimci herne kadarda yıllar boyu bu devrimci ruhunu köreltmiş olsalarda genede içerde bir yana kül bulunuyor.

nasrallah kaplan için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu