Hüseyin Yahya CEVHER

2 Türk pilotun serbest kalışının arka planı… – Hüseyin Yahya CEVHER

2pilot-arkaplan

Lübnan’da kaçırılan 2 Türk pilot(Murat Akpınar ile Murat Ağca) 19 Ekim 2013 günü kurtarıldı.
{9 Ağustos’ta İstanbul-Beyrut seferini yapan THY personelini havalimanından otele götüren servis aracını durduran silahlı kişiler, pilot Akpınar ile yardımcısı Ağca’yı kaçırmıştı. Eylemin sorumluluğunu üstlenen “İmam Rıza’nın Ziyaretçileri” adlı grup adına yapılan açıklamada, Türk pilotların, Suriye’de rehin tutulan 9 Lübnanlı karşılığında serbest bırakılacağı belirtilmişti.}
Aradan geçen 71 günün ardından…
Hiç sıkıntılı bir dönem geçirdiniz mi bilmiyorum. Mesela başınız belaya girdi mi? Veya korku ile yaşadığınız dönem oldu mu? Kelle koltukta dolaştınız mı?
Eğer ki birinin tavuğuna kış dediyseniz, birinin canını yaktıysanız, birinin hakkını yediyseniz mutlaka yukarıda bahsettiğim durumlar başınıza ya gelmiştir, ya da gelmek üzeredir.

Geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda Lübnan’da 2 Türk pilot kaçırıldığı zaman herkesin aklına Suriye’de kaçırılan 11 Lübnanlı (İran ve Irak’taki türbeleri ziyaret eden müslümanlar) gelmişti. İyi de Suriye’de kaçırılan kişilerden dolayı neden Türk pilotlar kaçırılsın ki?
Mozambikli, Madagaskarlı, Papua Yeni Gineli ve Gine Bissaulu pilotlar neden kaçırılmıyor?
Çünkü Eğer Suriye’de kaçırıldıysa Suriyelilerin kaçırılması veya kaçıranların canını acıtmak için Suriyeli hedeflerin seçilmesi gerekmez miydi?
Kafa kurcalayan onlarca sorudan sadece biri ve bence olayı çözmemize yetecek kısım burası. Zira 17 aydır esir olan ve kimsenin bulamadığı 9 Lübnanlı bazı girişimler sonucunda(Katar’ın ismi geçiyor) bir anda ortaya çıkarılarak 71 gündür kayıp olan, bulunamayan, didik didik aranılan fakat izlerine rastlanılmayan 2 Türk pilotla değiş tokuş edildi. Bu değişimin başka şartı var mı? Şimdilik bilmiyoruz.

Ramazan bayramının ilk gününe dönersek pilotların kaçırılması esnasında minibüsten hosteslerin indirildiği ve sadece pilotların kaçırıldığı gelen bilgiler arasında idi. Tabii önce kuşku ile yaklaştık zira 15 aydır kaçırılmış olan 9 Lübnanlının kurtarılması için gerek Lübnan yönetimi, gerek Hizbullah hareketi, gerekse aileleri ellerinden geleni yapmıştı. Kadınların indirilip sadece erkeklerin kaçırılması her türlü kaçırma eylemine tamamen karşı olsam da çaresiz zamanlarda yapılabilecek tarz dandı ve acaba mı dedirtiyordu insana. Lübnanlıların aileleri ülkedeki THY ofisinin önünde kamp kurmuş adeta orayı çiçek bahçesine çevirmişti. Biz Türkiye halkını çok seviyoruz ama Türkiye yönetimi teröristlere destek veriyor ve ailelerimizi, akrabalarımızı, çocuklarımızı, kardeşlerimizi, babalarımızı Türkiye yönetimi kaçırdı diye haykırıyorlardı ama bir türlü seslerini duyuramadılar. Ben duydum ama duyması gereken insan kaçakçıları onların bu insani eylemini anlayacak düzeyde kişiler değillerdi. Hizbullah her yaptığı hareketi bugüne kadar göğsünü gere gere söylediğinden böyle bir eylemi yapmadığını açıkladı. Böylelikle Hizbullah’ı karalama girişimleri de akamete uğramış oldu.

Burada Ziya Paşa’nın tarihsel sözü devreye girdi. “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir. Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”. Ve kendilerine “İmam Rıza’nın Ziyaretçileri” ismini veren bir grup kaçırılma işini üstlendi. Aradan geçen 71 günün sonunda esirlerin kendilerini kaçıranlardan çok memnun olması, haklarında hiç bir kötü düşünce beslemeleri ve esirlere iyi bakarak, istediklerine ulaşması takdire şayandır. Zira; Üstâd Bediüzzaman Said-i Nursi hazretlerinin varisi büyük kahraman Mehmed Kayalar ağabeyimizin söylediği gibi “Hak tanımayan ve hakkı kuvvette bilen zalime karşı hakkın lisanı kuvvettir.” düsturuyla laftan, sözden anlamayan işi gücü terörizm ve halklara kin kusturmak olan kişi/kurum ve kuruluşlara gereken ders meşru sınırlar içerisinde verilmiş; tabiri caizse Hakkın gücü gösterilmiştir.

Burada “arada takka kapan” diye bizim buralarda yerelleştirilen kendisine olaydan pay çıkaran Katar’a gıcık oldum. İki tarafa da esirler Katar uçaklarıyla gitti ve Katar bu süreçte bir arabulucu rol üstlendi. Ama dikkat çekilmesi gereken husus süreci yöneten Lübnan Emniyet Müdürü Abbas İbrahim’in özellikle Suriye cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ın ismini telaffuz ederek teşekkür etmesidir. Burada önemsenmesi gereken olay oyunu kuralına göre oynayarak kim neden anlıyorsa o dilden konuşmanın gerekliliğidir. O yüzden bazı çok büyük şahsiyetler bu tarz erdemden anlamayan tiplerle iletişime geçmesi için bu hareketleri yapacak kişilere bir göz kırpması yeterlidir.
Vesselam.

İlgili Makaleler

2 Yorum

  1. TÜRKİYE’DE HABER YAPTIRAMIYORUM!..

    LÜTFEN FACEBOOK’TAN GÖNDERMEYİNİZ.

    HABERİMİ KULLANACAKSANIZ, FOTOĞRAFLAR İÇİN MAİL GÖNDERİNİZ!

    [email protected],[email protected]

    ERDEMLİ VE ONURLU DURUŞLARIYLA KALEMLERİNİ SATMAYAN GAZETECİLERİN VE HABERCİLERİN ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUM!..

    HABERİMİ KAMUOYUNA DUYURACAK KADAR YÜREKLİ MİSİNİZ?

    LÜTFEN HÜR VE BAĞIMSIZ HABER YAPACAK, ERDEMLİ VE ONURLU BASIN MENSUPLARI YAZIMI DİKKATE ALSIN!..

    YARGITAY SKANDALINI KAMUOYUNA DUYURMAMA DESTEK OLUR MUSUNUZ?

    YARGITAY SKANDALINI KAMUOYUNA DUYURABİLECEK KADAR YÜREKLİ MİSİNİZ?

    YARGITAY 11. (ON BİRİNCİ) HUKUK DAİRESİNİN SKANDAL BİLİRKİŞİ RAPORUNU ONAMASINI İHBAR EDİYORUM!

    Ulusal basın hiçbir devirde bu kadar köleleşmemiştir.

    Kimsenin yapmaya cesaret edemediği bir haberi yapabilir misiniz?

    Sesimi kamuoyuna duyuracak erdemli,onurlu gazeteciler ve haberciler arıyorum!..
    Haberimi kamuoyuna duyuracak kadar hür, bağımsız, yürekli misiniz? Bu özellikleri taşıyorum diyorsanız, özel haberim için geçerli mail gönderiniz!..
    Saygılarımla.

    HASAN SANCAK
    ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ
    REKLÂM YAZARI
    (EĞİTİMCİ-GAZETECİ)
    05062730465 (Öğretmen Hattı)
    [email protected]
    Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11
    55800-ALAÇAM-SAMSUN

H HASAN SANCAK için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu